NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
إِبْرَاهِيمُ
بْنُ
يَعْقُوبَ الْجُوْزَجَانِيُّ
حَدَّثَنَا
مُعَاذُ بْنُ
هَانِئٍ
حَدَّثَنَا
حَرْبُ بْنُ
شَدَّادٍ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى بْنُ
أَبِي كَثِيرٍ
عَنْ عَبْدِ
الْحَمِيدِ
بْنِ سِنَانٍ
عَنْ
عُبَيْدِ
بْنِ عُمَيْرٍ
عَنْ أَبِيهِ
أَنَّهُ
حَدَّثَهُ وَكَانَتْ
لَهُ
صُحْبَةٌ
أَنَّ
رَجُلًا سَأَلَهُ
فَقَالَ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ مَا
الْكَبَائِرُ
فَقَالَ
هُنَّ تِسْعٌ
فَذَكَرَ مَعْنَاهُ
زَادَ
وَعُقُوقُ
الْوَالِدَيْنِ
الْمُسْلِمَيْنِ
وَاسْتِحْلَالُ
الْبَيْتِ
الْحَرَامِ
قِبْلَتِكُمْ
أَحْيَاءً
وَأَمْوَاتًا
Ubeyd b. Umeyr (aynı
zamanda) sahabi olan babasının kendisine (şöyle) dediğini söyledi:
Bir adam Hz. Peygamber'e
(gelerek):
"Ey Allah'ın
Rasûlü! Büyük günahlar nelerdir?" diye sordu. (Hz. Peygamber de):
"Onlar
dokuzdur." buyurdu. Ve bir önceki (2874.) hadisin manasını ifade etti. (Bu
hadisin ravisi İbrahim b. Yakub yahutta Ubeyd' bir önceki hadise) ilave olarak
(şunları da) rivayet etti.
" Müslüman olan
anne ve baba'ya karşı gelmek ve ölü iken de diri iken de kıbleniz olan beyt-i haram'a
saygısızlık yapmaktır."
İzah:
Buhârî, edep, Isti'zân,
îman, Istitabe, diyat, şehâdât; Müslim, imân; Tirmizî, birr, buyu, şehâdât,
Tefsir sûre; Nesâi, tahrim, kasame, Darımî, diyât, Ahmed b. Hanbel, 11-201,
203, 214, III-131, 134, 495, V-36, 38.
Bir önceki hadis-i
şerifin şerhinde de açıkladığımız gibi, Fahr-i Kainat Efendimiz, ümmetinin tüm
günahlardan sakınmalarını temin için büyük günahların hepsini birden
açıklamamış onları ancak yeri geldikçe açıklamıştır. Bu sayede müminler, büyük
günah olur korkusuyla, küçük günahları işlemekten de sakınmışlardır.
Bu hadis-i şerifte bir
önceki hadis-i şerife ilave olarak üç büyük günahtan daha bahsedilmektedir.
Bunlar sırasıyla şunlardır:
1. Anneye karşı gelmek
2. Babaya karşı gelmek.
Anneye ve babaya
itaatsizlik, hadis-i şerifte "ukûk" kelimesiyle ifade edilmektedir.
Akk ji. ve ukûk:
lügatte alakayı kesmek, sıla-i rahimde bulunmamak manasınadır.
Muhammed b.
Abdi's-Selâm bu babda şunları söylemiştir:
"Anneye ve babaya
itaatsizliğe ve onlara mahsus olan haklara dair iti-mad edebileceğim bir kaide
bulamadım. Filhakika onlara her emir ve nehy ettikleri şey hususunda itaat
etmek bilittifak vacib değildir. Ama onların izni olmaksızın, oğullarının
cihada gitmesi haram kılınmıştır. Çünkü oğullarının öldürüleceğini veya
azasından bir uzvun kesileceğini düşünür ve buna son derece üzülürler.
Çocuklarının canı veya azasından bir uzvu için tehlikeli görülen her seferin
hükmü de budur." Ebû Amr b. Salah Fetâvâ sında anneye, babaya itaatsizliği
şöyle tarif eder: "Haram olan itaatsizlik vacib fiillerden olmamak
şartıyle anne ve babaya azımsanmayacak derecede eziy-yet veren her fiildir. Çok
defa -Günah olmayan her hususta- anneye babaya itaat farzdır. Bu babda onların
emirlerine muhalefette bulunmak, itaatsizliktir denilir. Âlimlerden bir
çokları, şüpheli şeyler hususunda bile onlara itaati vacib görmüşlerdir. Bizim
âlimlerimizden bazılarının -anne ve babanın izni olmadan çocuk okumağa ve
ticarete gidebilir- demesi benim söylediklerime muhalif değildir. Çünkü bu söz
mutlaktır. Benim söylediğimde ise kayıtlama vardır.[Davudoğlu A. Sahih-i Müslim
tercüme ve şerhi 1-368.]
3. Beyt-i haram (saygı
değer ev) denilen Kabe'nin,haram dairesi içerisinde kasden av avlamak, oradaki
yaş ağaçlan kesmek, savaşmak. işteKâ-benin saygınlığını ihlâl eden bu
davranışların hepsi de büyük günahlardandır.
Metinde geçen ölü iken
de diri iken de kıbleniz olan sözleriyle kabenin insanların sağ iken
namazlarında kabeye yöneldikleri gibi, ölünce mezara kondukları zamanda
yüzlerinin Kabe'ye çevrildiğine işaret edilmektedir.